KARBON AYAK İZİ, EKOLOJİK AYAK İZİ, DÜNYANIN TAŞIMA KAPASİTESİ.
Bazı terimleri açıklayarak konumuzu daha anlaşılır hale getirmek istiyorum.
Karbon ayak izi: Küresel ısınmanın başlıca sorumlusu olarak gösterilen, sera etkisine yol açan gazların oluşumuna neden olan ve fosil yakıtların kullanımıyla atmosfere yayılan karbondioksit (Co2) salınımının bireyin ve şirketlerin, doğrudan veya kullandığı ürünlerin üretimi açısından, enerji tüketirken, dünyaya bıraktıkları zararlar anlamına gelmektedir. Birim karbondioksit cinsinden, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür.
Ekolojik ayak izi: Bir insanın ihtiyaçları için gerekli kaynakları üretebilecek, çöp ve atıkları da içine alarak, zararsız hale getirebilecek toprak, su ve denizin toplam eşdeğer alanına o kişinin ekolojik ayak izi denir. İnsanların ihtiyaçları için gerekli doğal kaynakların ölçüsüdür.
Taşıma kapasitesi: Belirli bir bölgenin , belirli bir yaşam standardında, belirli bir kaynak üretim ve kullanım teknolojisiyle, sürdürülebilir bir şekilde yaşamasına olanak vereceği, maksimum insan sayısına da taşıma kapasitesi denir.
Şu anda dünyamız taşıma kapasitesinin çok çok üstünde bir üretim/tüketim talebiyle karşı karşıya. Bu talebin yerine gelmesi için bunun gibi birkaç dünyanın daha olması gerek. Tabii ki bu mümkün değildir.
Kısıtlı doğal kaynaklarımızı artan hızlarla tüketirken, aynı zamanda doğayı da hızlıca kirletiyoruz. Toprak hava ve sularımızı kirlettik. Buna bağlı olarak gıdalarımız da kirlendi. İnsanlar için yaşamsal öneme sahip ekosistemler yok olmaya başladılar. Küresel döngü ve dengeler bozulmaya başladı.
Bu gidişatın büyük sorunlara yol açacağını haber veren bilim insanlarına kulak verelim. Sadece büyümeye endeksli bu sistemin hatalarını görelim. Davranışlarımızı sorgulayıp, gidişatı değiştirmeyi deneyelim. Başka dünya yok. Ektiğimizi biçmek zorunda kalmayalım. Durmasını bilelim.
